31.05.2024 Beklentiler ve Gerçekler

Geçtiğimiz yıl Karadeniz’de bulunan doğalgaz yatakları, ülkenin makus talihini değiştirecek bir adım olarak lanse edildi. Seçim arifesinde duyurulan bu haberle birlikte, birçok insan doğalgazın bolluğu ve getireceği refahın hayalini kurdu. Ancak, aradan geçen süre zarfında bu hayallerin ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulamak gerektiği ortaya çıktı.

Wood Mackenzie’nin verilerine göre, Türkiye’nin ilk derin deniz gaz üretim sahasında beklentilerin çok altında bir üretim gerçekleşti. Üretim planlamasında yapılan hatalar ve yetersiz basınç nedeniyle üretim düşük kaldı. Bu durumu artırmak için pahalı yatırımlar gerekiyor. TPAO’nun bu yatırımları başlattığı ve Subsea 7 şirketinden su üstü yüzer platform sipariş ettiği biliniyor. Ancak bu platformun maliyeti 350 ila 500 milyon dolar arasında değişiyor. Yani, kombileri yakıp pencereleri açma hayali başka bir kışa kaldı. Hangi kış olduğunu ise kimse bilmiyor.

Bu arada, Türkiye’nin dış politikadaki sorunları da devam ediyor. ABD, Suriye’nin kuzeyinde koruma altına aldığı PKK-PYD terör örgütüne bir devletçik kurdurma faaliyetlerini sürdürüyor. Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu’nun belirttiği gibi, ABD’nin desteğiyle PKK/PYD, 11 Haziran’da bölgede seçim yapmayı planlıyor. Bu durum, ABD’nin Suriye’yi bölme ve Kuzey Suriye’de bir yönetim oluşturma hedefinin bir parçası olarak görülüyor.

Türkiye, bu duruma sert tepki gösterdi ve Suriye’nin bölünmesine izin verilmeyeceğini vurguladı. Ancak, Suriye’nin parçalanması sürecinde Türkiye’nin de dolaylı katkıları olduğu unutulmamalı. İktidar, Esat rejimine karşı savaşan radikal İslamcı grupları destekleyerek ABD’nin hedeflerine hizmet etti. Sonuç olarak, Esat yönetimi büyük hasar alsa da ayakta kaldı ve Türkiye, milyonlarca Suriyeliyi ülkeye sokarak demografik yapısını değiştirdi.

Bu yanlış Suriye politikası, Türkiye’nin ulusal birliği ve toprak bütünlüğü için büyük riskler barındırıyor. Türkiye, bu tehdidin farkına yeni varmış gibi görünse de, aslında izlenen yanlış politikaların bu duruma katkısı büyük. Türkiye’nin bu yanlış politikadan vazgeçmesi ve Suriye’nin bölünme sürecini durdurmak için Şam yönetimiyle işbirliği yapması gerekiyor. Adana Mutabakatı’nın güncellenerek terörle mücadelede uygulanması, Türkiye’nin ulusal çıkarları için bir gereklilik.

Sonuç olarak, gerek doğalgaz yataklarıyla ilgili yüksek beklentiler, gerekse Suriye politikası, Türkiye’nin uzun vadeli stratejik hedefleri ve çıkarları açısından yeniden değerlendirilmelidir. Doğalgaz keşifleriyle ilgili gerçekçi planlamalar yapılmalı ve halkın beklentileri doğru yönetilmelidir. Dış politikada ise Türkiye, Suriye’nin bölünmesine karşı net ve kararlı bir duruş sergilemeli, gerekli işbirliklerini hızla hayata geçirmelidir. Bu adımlar, Türkiye’nin geleceği için hayati öneme sahiptir.