Life

“Hayat” (Life), Mars’tan gelen ve bilinmeyenin kapılarını aralayan minik bir canlı etrafında dönen hikayesiyle, uzayın sonsuz boşluğunda geçen bir hayatta kalma mücadelesini gözler önüne seriyor. Film, Jake Gyllenhaal, Rebecca Ferguson ve Ryan Reynolds gibi yetenekli oyuncuların performanslarıyla, insan ruhunun karanlıkta bile umudu nasıl koruduğunu anlatıyor.

Film, uzaydaki bir araştırma istasyonunda geçiyor ve başlangıçta, bir grup astronotun Mars’tan toprak numuneleri getirme göreviyle açılıyor. Bu numuneler içinde keşfedilen tek hücreli canlı, başta bilim dünyası için büyük bir umut kaynağı olarak görülse de, Calvin adı verilen bu canlı kısa sürede kontrol edilemez bir tehdide dönüşüyor. Calvin’in evrimi, masum bir çiçekten, tehditkar bir yaratığa doğru ilerlerken, film de gerilim dozunu artırıyor.

Film boyunca astronotlar, Calvin ile sürekli bir kedi-fare oyunu içinde. Her biri, kendi bilgi ve becerilerini kullanarak bu yaratıkla mücadele ediyor. Jake Gyllenhaal’un canlandırdığı David karakteri, özellikle dikkat çekici. David, savaşın getirdiği vicdan azabıyla dolu bir askerken, şimdi ise bu soğuk ve tekinsiz ortamda, insanlığın daha büyük resmine bakmaya çalışıyor. Rebecca Ferguson’ın performansı ise, grubun içindeki bilimsel aklı ve liderliği temsil ediyor. Onların ve diğer karakterlerin bu uzay istasyonunda geçen süreçte nasıl birbirlerine bağlandıkları ve nasıl bir arada kaldıkları, filmin insanlık hallerine dair verdiği güçlü mesajlar arasında.

“Hayat”, Calvin adındaki yaratığın açığa çıkardığı tehditlerle dolu bir atmosferde, astronotların kendi içlerinde ve birbirleriyle olan ilişkilerini de mercek altına alıyor. Bu durum, filmi sadece bir uzay gerilimi olmaktan çıkarıp, insan doğasının zorlu koşullar altında nasıl şekillendiğine dair derin bir sorgulama sunuyor. İzleyiciler için, uzayın karanlık ve sınırsız boşluğunda geçen bu mücadelenin, yalnızca fiziksel bir hayatta kalma savaşı olmadığını, aynı zamanda moral ve etik değerlerin sınandığı bir yolculuk olduğunu gösteriyor.

Daniel Espinosa’nın yönetmenliği, filmdeki gerilimi ve dramı ustalıkla işlerken, uzayın büyüleyici ama bir o kadar da tehlikeli yönünü seyirciye hissettiriyor. Bu kapsamlı ve insan odaklı yaklaşımıyla “Hayat”, sadece bir bilimkurgu gerilimi değil, aynı zamanda insan ruhunun derinliklerine inen, düşündürücü bir film olarak öne çıkıyor. Bu yönüyle, uzayı ve bilimi merkeze alan ama bunu yaparken insan hikayelerini de ihmal etmeyen bir yapıt olarak, türünün meraklılarına olduğu kadar geniş bir izleyici kitlesine de hitap ediyor.